Tüm dünyanın gözü kulağı, ABD Başkanı Donald Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Alaska'da gerçekleştireceği tarihi zirvede. Zirve öncesinde tarafların stratejileri ve beklentileri merak konusu. Uzmanlar, Rusya'nın bu zirveden 'kesin bir zafer söylemi' elde etmeyi amaçladığını belirtirken, Ukrayna ve Avrupa ise Trump ve Putin'in kendi çıkarları doğrultusunda bir anlaşmaya vararak Ukrayna'nın kırmızı çizgilerini aşan bir barış taslağını Kiev'e dayatmasından endişe ediyor.

Zirvenin Gündem Maddeleri Neler Olacak?

Alaska zirvesinin ana gündem maddeleri arasında Ukrayna krizi, enerji güvenliği, nükleer silah kontrolü ve bölgesel çatışmalar yer alması bekleniyor. İki liderin, bu karmaşık konularda ortak bir zemin bulup bulamayacağı ise belirsizliğini koruyor. Zirve öncesinde her iki taraf da temkinli açıklamalar yaparken, müzakerelerin zorlu geçeceği sinyalleri veriliyor.

• Ukrayna Krizi: Zirvenin en kritik başlığı. Tarafların ateşkes ve siyasi çözüm konusunda uzlaşma arayışları sürecek.
• Enerji Güvenliği: Avrupa'nın enerji arz güvenliği masada olacak. Rusya'nın enerji kaynaklarını bir siyasi araç olarak kullanma potansiyeli tartışılacak.
• Nükleer Silah Kontrolü: Yeni START anlaşmasının geleceği ve nükleer silahların yayılmasının önlenmesi konuları ele alınacak.

Tarafların Beklentileri ve Stratejileri

Rusya, zirveden Ukrayna'daki askeri operasyonları için uluslararası destek sağlamayı ve Batı'nın yaptırımlarını hafifletmeyi umuyor. Ukrayna ise toprak bütünlüğünün korunması ve Rusya'nın saldırgan politikalarına karşı daha güçlü bir uluslararası duruş sergilenmesini bekliyor. Avrupa ülkeleri ise zirveden, Rusya'nın Avrupa'nın güvenliğini tehdit eden eylemlerine son vermesi ve uluslararası hukuka saygı göstermesi yönünde bir mesaj çıkmasını umuyor. ABD ise bu zirveyle Rusya ile ilişkilerinde yeni bir sayfa açmayı ve küresel sorunların çözümünde işbirliği yapmayı hedefliyor.

Alaska zirvesi, küresel siyasetin geleceği açısından kritik bir dönüm noktası olabilir. Zirveden çıkacak sonuçlar, Ukrayna krizinin seyrini, Avrupa'nın enerji güvenliğini ve uluslararası ilişkilerin geleceğini derinden etkileyebilir. Bu nedenle, tüm dünyanın gözü bu tarihi zirvede olacak.