Uluslararası Af Örgütü'nün yayınladığı son rapora göre, dünya genelinde infazlar 2024 yılında rekor seviyeye ulaştı. 2015 yılından bu yana en yüksek sayıya ulaşan infazlar, insan hakları savunucularını ve uluslararası toplumu derinden endişelendiriyor. Raporda, 2024 yılında 15 ülkede toplam 1518 kişinin infaz edildiği belirtiliyor. Bu durum, ölüm cezasının uygulanmasının ne kadar yaygın olduğunu ve insan yaşamına verilen değerin ne kadar azaldığını gözler önüne seriyor.

İnfazların Coğrafi Dağılımı: Hangi Ülkeler Başrolde?

Rapora göre, infazların büyük bir çoğunluğu belirli ülkelerde yoğunlaşıyor. İran, Irak ve Suudi Arabistan, dünya genelindeki infazların %91'inden sorumlu. Bu üç ülke, ölüm cezasını en sık uygulayan ülkeler arasında yer alıyor ve bu durum, insan hakları örgütleri tarafından sürekli olarak eleştiriliyor. Özellikle İran'da, siyasi muhaliflere ve protestoculara yönelik infazların artması, ülkedeki insan hakları durumunun vahametini gözler önüne seriyor. Irak ve Suudi Arabistan'da ise, terör suçları ve diğer ağır suçlar nedeniyle verilen ölüm cezaları, infaz sayılarının yüksek kalmasına neden oluyor.

Ölüm Cezası ve Uyuşturucu: İnsan Hakları İhlalleri Artıyor mu?

Uluslararası Af Örgütü'nün raporunda dikkat çekilen bir diğer önemli nokta ise, devletlerin ölüm cezasını protestoculara ve etnik gruplara karşı bir silah olarak kullanması. Özellikle siyasi baskının arttığı ülkelerde, ölüm cezası, muhalif sesleri susturmak ve toplumu sindirmek için bir araç olarak kullanılıyor. Ayrıca, insan haklarını ihlal eden uyuşturucuyla bağlantılı infazların da arttığı belirtiliyor. Uyuşturucu suçları, genellikle sosyoekonomik sorunlarla bağlantılıdır ve bu tür suçlar için ölüm cezası uygulanması, adalet ve insanlık ilkelerine aykırı olarak değerlendiriliyor.

Sonuç: İnfazlar Neden Arttı ve Ne Yapılmalı?

2024 yılında infazların artmasının birçok nedeni bulunuyor. Siyasi istikrarsızlık, ekonomik sorunlar, toplumsal kutuplaşma ve insan haklarına verilen önemin azalması, bu nedenler arasında sayılabilir. Özellikle otoriter rejimlerin güçlenmesi ve hukukun üstünlüğünün zayıflaması, infazların artmasına zemin hazırlıyor. Uluslararası toplumun, bu duruma sessiz kalmaması ve insan hakları ihlallerine karşı daha güçlü bir duruş sergilemesi gerekiyor. Ölüm cezasının kaldırılması için uluslararası düzeyde daha fazla çaba gösterilmeli ve insan hakları örgütleri, bu konuda daha aktif rol oynamalıdır. Unutulmamalıdır ki, her insanın yaşam hakkı kutsaldır ve devletlerin bu hakkı koruma sorumluluğu bulunmaktadır.