İran, İsrail'e karşı şimdiye kadarki en kapsamlı misilleme operasyonlarından birini başlattı. Devrim Muhafızları tarafından yapılan açıklamaya göre, "Gerçek Vaat 3 Operasyonu" kapsamında İsrail'in başkenti Tel Aviv ve Hayfa başta olmak üzere birçok şehre en az 40 balistik füze fırlatıldı. Bu saldırıda kullanılan Hayber füzesi ilk kez kullanıldı.

İran'ın Misilleme Operasyonu: Gerçek Vaat 3

İran Devrim Muhafızları, İsrail'e yönelik misilleme operasyonunun 20'nci dalgası kapsamında, başkent Tel Aviv ve Hayfa başta olmak üzere birçok kente balistik füzeler fırlattı. Operasyonun adı "Gerçek Vaat 3" olarak duyuruldu. İran devlet televizyonu, füzelerin İsrail hava savunma sistemlerini aşarak hedeflerine ulaştığını iddia etti. Ancak İsrail tarafından henüz resmi bir açıklama yapılmadı.

İran'ın bu saldırısı, İsrail'in Suriye'deki İran konsolosluğuna düzenlediği ve bazı üst düzey İranlı komutanların ölümüne yol açan saldırıya bir yanıt olarak değerlendiriliyor. İranlı yetkililer, İsrail'in bu saldırısına karşılık vereceklerini ve "orantılı bir misilleme" yapacaklarını açıklamıştı.

Hayber Füzesi Nedir? Özellikleri Nelerdir?

İran'ın İsrail'e yönelik saldırısında ilk kez kullandığı Hayber füzesi, Tahran'ın son yıllarda geliştirdiği en gelişmiş balistik füzelerden biri olarak biliniyor. Füzenin menzili ve taşıma kapasitesi hakkında net bilgiler bulunmamakla birlikte, askeri uzmanlar Hayber'in uzun menzilli ve yüksek isabet kabiliyetine sahip bir füze olduğunu belirtiyor. Hayber füzesinin kullanılması, İran'ın bölgedeki askeri gücünü ve caydırıcılığını gösterme amacı taşıdığı şeklinde yorumlanıyor.

Füzenin özellikleri hakkında bilinenler:

• Uzun menzilli balistik füze
• Yüksek isabet kabiliyeti
• Gelişmiş güdüm sistemleri
• Nükleer başlık taşıma kapasitesi (iddia)

Bölgesel Etkileri ve Olası Senaryolar

İran'ın İsrail'e yönelik füze saldırısı, bölgedeki gerilimi tırmandırarak yeni bir çatışma dalgasını tetikleyebilir. Uluslararası toplum, taraflara itidal çağrısında bulunurken, olası bir savaşın önüne geçmek için diplomatik çabalarını yoğunlaştırmış durumda. Ancak, İran ve İsrail arasındaki derin güvensizlik ve düşmanlık, çözüm bulunmasını zorlaştırıyor. Bölgedeki diğer aktörlerin de sürece dahil olmasıyla, durum daha da karmaşık hale gelebilir.

İran'ın İsrail'e yönelik bu saldırısı, bölgedeki dengeleri değiştirebilecek önemli bir gelişme olarak kayıtlara geçti. Saldırının ardından İsrail'in nasıl bir karşılık vereceği ve uluslararası toplumun bu duruma nasıl tepki göstereceği merakla bekleniyor. Bölgedeki gerginliğin daha da artması ve topyekün bir savaşa dönüşmesi ihtimali göz ardı edilmemeli. Bu durum, küresel ekonomi ve güvenlik üzerinde de ciddi etkiler yaratabilir.