Türkiye'de enflasyonun emekçi üzerindeki yıkıcı etkisi giderek artıyor. DİSK-AR'ın son raporu, 2025'in ilk 5 ayında yaşanan gelir kayıplarının boyutunu gözler önüne seriyor. Milyonlarca vatandaşın cebinden adeta 198 milyar TL uçtuğu belirtiliyor. Peki, bu durumun arkasında yatan sebepler neler? İstanbul gibi büyük şehirlerde yaşam maliyeti ne kadar arttı? İşte tüm detaylar...

Enflasyon Emekçiyi Nasıl Vurdu?

DİSK-AR'ın Haziran 2025 Ücret Kayıpları İzleme Raporu'na göre, işçi ve emekçiler yılın ilk aylarında enflasyon karşısında büyük bir kayıp yaşadı. Raporda, "2025'in ilk 5 ayında enflasyon karşısında en az 198,2 milyar lira kaybedildi" ifadelerine yer verildi. Bu durum, özellikle dar gelirli vatandaşlar için hayatı daha da zorlaştırdı.

Enflasyonun yükselmesiyle birlikte temel ihtiyaç maddelerinin fiyatları da arttı. Bu durum, vatandaşların alım gücünü düşürerek geçim sıkıntısını derinleştirdi. Özellikle kira, fatura ve gıda harcamaları gibi kalemlerdeki artışlar, bütçeleri zorlamaya başladı.

Peki, bu durumdan en çok etkilenenler kimler?

• Asgari ücretle çalışanlar
• Emekliler
• Serbest meslek sahipleri

Bu gruplar, gelirlerinin büyük bir bölümünü temel ihtiyaçlara ayırmak zorunda kaldıkları için enflasyondan daha fazla etkileniyorlar.

İstanbul'da Yaşam Maliyeti Alarm Veriyor!

İstanbul Planlama Ajansı'nın (İPA) Yaşam Maliyeti Araştırması, İstanbul'da yaşamanın ne kadar pahalı olduğunu ortaya koyuyor. Araştırmaya göre, 4 kişilik bir ailenin İstanbul'daki aylık yaşam maliyeti 91 bin 722 TL'ye yükseldi. Bu rakam, asgari ücretin yaklaşık 4 katı!

İstanbul'da yaşam maliyetini artıran faktörler arasında:

• Kira fiyatlarının yüksekliği
• Ulaşım giderleri
• Gıda fiyatlarındaki artış
• Eğitim ve sağlık harcamaları

Bu faktörler, İstanbul'da yaşayan ailelerin bütçelerini ciddi şekilde etkiliyor.

Çözüm Ne Olmalı?

Enflasyonun emekçi üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak için acil önlemler alınması gerekiyor. Öncelikle, enflasyonla mücadelede kararlı bir politika izlenmeli ve fiyat artışlarının önüne geçilmelidir. Ayrıca, asgari ücretin ve emekli maaşlarının enflasyona endekslenmesi, dar gelirli vatandaşların alım gücünü korumalarına yardımcı olabilir.

Vergi yükünün adaletli bir şekilde dağıtılması da önemlidir. Gelir vergisi oranlarının düşürülmesi ve dolaylı vergilerin azaltılması, vatandaşların üzerindeki mali yükü hafifletebilir.

Sonuç olarak, enflasyonun emekçi üzerindeki yıkıcı etkileri görmezden gelinemez. Hükümetin, işçi sendikalarının ve sivil toplum kuruluşlarının işbirliğiyle, enflasyonla mücadelede etkili bir strateji oluşturulması ve uygulanması gerekmektedir. Aksi takdirde, milyonlarca vatandaşın geçim sıkıntısı daha da derinleşecektir.